15 Eylül 2010

aşk ve kül

Ne diyor; Yeni Türkü "aşk yeniden, bir masal gibi gülümserken!" ve ben de "tam ucundayken uçurumun, yeniden tutundum, ellerine!" Küllerimizden doğduk, ikimiz de.
Anladım ki aşk, vazgeçememekmiş ve sevdiğine bir kez daha sımsıkı sarılmak. Tüm mesele bu.
Sıcaklığını, o her solukta sana can veren nefesini hissetmek.
Onsuz olmayacağını bile bile onsuzluğu düşünmek, aptallık mıydı yani?
Ama böylesi de gerekliydi. Yoksa kim sevebilirdi ki böylesine kalpten ve koşulsuz seni! -bir tek anne dışında-
Elbette biraz yoğruluyoruz, biraz savruluyoruz. Aslında olduğumuz yerdeyiz, bunu biliyoruz.

Aşk işte! Hiçbir hesabı yok. Katışıksız, senden bile öte. Öyle yakasından, paçasından sürükleyemiyorsun yani. Aksine o, seni deli divane eden. Aşkından kimse ölmemiş ya ben "seninle" bir ömür doğmak istiyorum. Ne olursa olsun. Beni koşulsuz sevdiğini biliyorum ya, dahası, dahası bizden de öte.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...