12 Ağustos 2012

başka türlü bir şey


 başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
...

diyelim yağmura tutuldun bir gün
bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
ne de olsa yaz yağmuru
pırıl pırıl düşüyor damlalar
eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
dar attın kendini karşı evin sundurmasına
işte o evin kapısında bulacaksın beni.
...
her Donkişotun bir yel değirmeni vardır 
benim ki Heybeli’de
yarı yarıya yıkık.
...

 çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
  
o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
 ...

 yaşadıklarını kar sayma:
yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün.. 
...

Büyük usta öyle güzel anlatıyor ki tarife yer yok. Onu okuyup da kendini, maviliklerin üstünde martıların sesleriyle ve tam da hayatın içinde bulmayacak, yok!
Ruhun şad olsun, Can Yücel...


3 yorum:

rapsodistanbul dedi ki...

Ben bu dizelere oturur ağlarım.. nasıl içten nasıl güzel..'başka türlü birşey' Can Yücel tarifi yok.

En uzak mesafe ne Afrika’dır
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne Seyyareler,
Ne yıldızlar geceleri ışıldayan…
“En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan…..”

rapsodistanbul dedi ki...

Fotoğraftaki bu güzel kız sensin sanırım, bayıldımmm. :))

düşlem dedi ki...

Kesinlikle öyle. Beni de en derinden etkileyen dizeleri, bunlar. Hep başucumda.

Utandım, şimdi :) Çok teşekkürler, Gözde :) Bundan önceki de bendim aslında. Arada yeniliyorum, böyle :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...