6 Ekim 2013

uçurum

"Birisini sevmeye kalkışmak önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta, bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum." diyor, Sartre.

Sevmek..
Kör eden, sağır kesilen ve seni o uçurumun kıyısına getiren başka türlü bir eylem bilmiyorum.
Başka türlü cümleler kurmaktan vazgeçtiğim gün geliyor, aklıma. İnsan aklı sonuçta. Düşünceler nasıl da biçim değiştiriyor, sığdıramıyoruz kendimiz gibi olmayan dünyalara. Yürüdüğüm yollar var, ardım sıra bıraktığım ekmek kırıntıları. "Sevmek için geç, ölmek için erken." Öyle kendimden vazgeçtim ki hangi yön hangi yan beni düzlüğe getiriyor, bilmiyorum.
Okuduğum şiirler, kitaplar, sevdiğim onca yazar, şair var. Hepsi bir biçimde beni anlatıyor. Biraz dokunsan biraz hissetsen sen de anlayacaksın.
Sevmek, alelade değil.
Bir rüzgarın peşine takılmak gibi, uçamayacağını bile bile nasıl yürünür, o uçurumlara? Hangi deli ruh, hangi aşık geçmemiş bilmediği sokaklardan, hangi aşık hiç bilmediği bir şehirde bulmamış, kendini bir sabah? Şimdi gözlerinden aşkını alıyorsa o uçurumlar, elbette birdenbire değil..
Dinlediğim yüzlerce şarkı, ruhuma işleyen sesler, hiçbiri öylesine değil. Yazmak, demiştim ya beni var eden, müzik böylesi dokunmayınca hangi cümle anlatırdı, beni bu kadar derinden.. Bir ses, bir nefes belki içimize işleyen. Ya konuşamasaydık, seni sevdiğimi de bunca kez duymamış olacaktın.
Ne diyor Sartre, "Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum."
Sevmek, yalnız canımı yakıyor. Eskiden güneş gözlerimin içine doğardı. Şimdi hangi tepenin ardında kaldığını bile bilmiyorum.

cem adrian - tek kişilik aşk

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...